Zorunlu Hizmet

Zorunlu Görev Kararı Verilirken Tıp Eğitimi ve Uzmanlık Kadrolarında Gerekli Düzenlemeler

Zorunlu Görev Kararı Verilirken Tıp Eğitimi ve Uzmanlık Kadrolarında Gerekli Düzenlemeler

Prof. Dr. Uğur Derman

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi /1980?

“Başarılı bir düzenleme için bugünkü durumda hizmet eksiklerinin ne olduğunun, ve hangisinin ağırlık taşıdığının; kamu isteğini de dikkate alarak saptanması gerekir. Yoksa kamu isteğini yerine getirmeyen bir uygulama hiçbir zaman sosyal açıdan başarılı sayılmaz.”

“Amaç verimsiz bir nöbet değil, hizmetin yaygınlaştırılmasıdır.”

“Herhalde zorunlu görevleri düzenleyecek yetkililer ile kaynak olan tıp fakültesi temsilcilerinin birlikte çalışarak ortak düzenlemeler yapmaları çok yararlıdır. Konu yasalaştıktan sonra bile olsa ayrıntılar üzerinde bu tür ortak planlama, sonucun başarısında etkendir.”

İlke Zedelenmemelidir

Meslek eğitimlerini tamamlayan gençlere ülkemizin alt yapı ve sağlık hizmetleri yönünden geri kalmış bölgelerinde zorunlu görev verilmesi tasarlanmaktadır. Böyle bir karar çok önemli ve olumlu bir hamledir. İleride ilkenin zedelenmemesi açısından, muhtemel eksik ve hataların önceden düşünülerek, önlem alınması gerekir. Tersine bir acelecilik tam gün yasasının başına gelene benzer kargaşalığı doğurabilir. Zorunlu görevin amacı ile bu görevi taşıyacak genç mezunların nerede görev alacakları (sağlık ocağı, kadroları eksik yataklı kurum, uzman kadrosu gelişmiş hastane?); ve bu görev yerlerine bağlı ne seviyede beceri arzulandığı ayrıntıları ile saptanmalıdır. Bu sorunları ve tıp fakültelerinin özellikle uygulamalı eğitim programlarının birbirini tamamlayıcı olduğu tartışmasızdır. Başarılı bir düzenleme için bugünkü durumda hizmet eksiklerinin ne olduğunun ve hangisinin ağırlık taşıdığının; kamu isteğini de dikkate alarak saptanması gerekir. Yoksa kamu isteğini yerine getirmeyen bir uygulama hiçbir zaman sosyal açıdan başarılı sayılamaz.

Kamu Uzman İstiyor

Tıbbın bugün ulaştığı düzey hastalıkların büyüle çoğunluğunun teşhis ve tedavisinde uzmanlık gerektirmektedir. Kamu da bunun bilincindedir ve isteğindedir. Yetişen hekimlerimizden pratisyen olarak çalışanlar ancak basit bir-iki enfeksiyon hastalıklarını tedavi dışında, muhtemel teşhise göre hastasını bir uzmana veya hastaneye havale etmektedir. Uzman hekimlerimiz ise 3-5 büyük ilimizin hastanelerinde kümelenmiştir. Bu kümelenmenin nedenleri arasında uzmanlık hizmetlerinin ancak bir uzmanlık ekibi halinde yapılabileceği gerçeğini de vurgulamak ve büyük il tercihinin sadece hekimin rahata düşkünlüğü olarak yorumlamamak gerekir. Türkiye’mizde sağlık hizmetlerinin en önemli eksikliği; dallara göre dengeli uzman, araç ve laboratuvar sağlayamamış bölge hastanelerinin görev yapamaz durumda olmasıdır. Vatandaş, pratisyen hekimin tavsiyesi veya k endi isteği ile bir uzmana görünme kararı verdiğinde, yakın çevresindeki bölge hastanesi

yetersiz kaldığından uygun uzman veya hastaneyi şehir-şehir arama çilesi başlar.

Beceri eksikliği

Bugüne kadar genç hekimlerin çoğu mezuniyet sonrasında çeşitli uzmanlık dallarına başvurmakta idiler. Pratisyenliği seçenler ise tedavi edebildikleri hastalık dışında muhtemel teşhise göre uygun uzmanlık dalını tavsiye ile yetinmekteydi. Bu nedenle tıp fakültelerimizin çoğu son iki yıldaki stajda (uygulamalı öğretim) değişik uzmanlık dallarından örneklerin gösterildiği ve uzmanlığa özendirici bir program uygulamaktadır. Fakat ulaşım imkanları kısıtlı, uzmanlık yardımından uzak bölgelerde, pratisyen hekimlik hatta uzmanlık yapan hekimler için bu gibi staj programları, özellikle cerrahi becerileri öğretme yönünden yetersiz kalmaktadır. Kırsal bölgede çalışmayı tercih edenlerin azlığı nedeniyle eğitimdeki bu eksik bugüne kadar ikinci planda kalmakta idi. Kırsal bölgelerde zorunlu hizmet kararı verildiğinde uygulamadaki bu beceri yetersizliği birinci derecede önem kazanacaktır.

Bu beceriler öğretilmediğinde zorunlu görevden ümit edilen sonuç sağlanamaz. Bu eksikliğin bugüne kadar giderilemeyişinin bir nedeni de tıp fakültelerimizin çoğunda stajların yalnız fakültenin hastanesi içinde yaptırılmasıdır. Bu durumda 600-800 civarında bir stajyer kitlesine cerrahi konularda, güç doğumlarda beceri kazandıracak bur programın uygulanması imkansızdır.

Çözüm için öneriler

Zorunlu görev kararı uygulamalı eğitim programlarının yeniden düzenlenmesini de zorunlu kılacağı gibi, bazı sorunları da kendiliğinden çözebilir:

1) Zorunlu görev bölge hastanelerinden uzak, tam anlamıyla kırsal alanlarda verilecek ise; bugünkü staj programlarında acil cerrahi müdahale becerilerine ağırlık verilmelidir (yaralanmalarda dikiş, apse açma, trakeostomi, damar açma, zor doğumlara müdahale gibi). Bugünkü öğrenci sayısı ile bu becerileri verecek program için yalnız fakülte hastanelerindeki hasta sayısı azdır. Bu nedenle o ilin, hatta çevre illerin o dalda uzman bulunan hastanelerinde staj yaptırılmalıdır. Bu yöntem hem o hastanelerdeki uzmanlara genç yardımcılar kazandırır; hem de yeni yetişen hekimlerin eğitimine katılan bu uzmanların çalışma sevkini arttırır. Aynı zamanda fakültelerin öğretim üyeleri de stajyer gruplarının denetlemek ve seminerler için birer kardeş eğitim hastanesi haline gelen bu kurumlara giderler. Böylelikle sağlık kuruluşları arasında halen eksik olan kaynaşma, yardımlaşma, standartlaşmanın temelleri de atılmış olur.

2) Uzman olduktan sonra zorunlu görev söz konusu ise bu görev için en uygun yer bölge hastaneleridir. Bu konuda çok önemli bir noktayı vurgulamak gerekir:

Açılacak uzmanlık kadroları halen değişik dallardaki uzman dengesizliğini giderecek, bölge hastanelerinde uzman ekiplerini tamamlayacak şekilde tespit edilerek açılmalıdır. Ancak böyle bir yaklaşım ve laboratuvarların şimdiden donatılması, 5-6 yıl sonra zorunlu görevli uzmanların katkısıyla bölge hastanelerine işlerlik kazandırabilecektir. Uzmanlık kadroları ihtiyaca göre verildiğinde esnekliğin devamını sağlamak için, bunların geçici kadro niteliğinde olması unutulmamalıdır.

3) Çağdaş sağlık hizmetlerinin sunulmasında bölge hastaneleri ve uzmanların pratisyenlikten daha fazla taşıdığı dikkate alınmalıdır ve uzmanlıktan önceki zorunlu hizmet gereksiz uzun olmamalıdır. Amaç verimsiz bir nöbet değil, hizmetin yaygınlaştırılmasıdır. Uzmanlık sonrasında eğitiminin tümünü tamamlamış yuva kurma cağına gelmiş hekimin zorunlu görev bölgesinde yerleşme istemi daha da fazla olacaktır. Konuya bu açıdan bakıldığında uzmanlıktan önce bir yıl, uzmanlıktan sonra 2 yıl zorunlu görev makul görülmektedir. Ayrıca staj süresinde daha yoğun uygulama ve kırsal alanda zorunlu görev yapıldığında uzmanlık süreleri de bir ölçüde kısaltılabilir.

4) Herhalde zorunlu görevleri düzenleyecek yetkililer ile kaynak olan tıp fakültesinin temsilcilerinin birlikte çalışarak ortak düzenlemeler yapmaları çok yararlıdır. Konu yasalaştıktan sonra bile olsa ayrıntılar ü erinde bu tür ortak planlama sonucun başarısın da etkendir.

5) Bu arada zorunlu görevlendirmenin tek başına sağlık sorunlarını çözemeyeceğini; alt yapının düzelmesi ve kamunun koruyucu sağlık konusunda bilinçlenmesinin belki daha da önemli olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.