Kırsal Bölgede Sağlık Gücümüz

Kırsal Bölgede Sağlık Gücümüzün Verimi Nasıl Arttırılabilir?

Kırsal Bölgede Sağlık Gücümüzün Verimi Nasıl Arttırılabilir?

Prof. Dr. Uğur DERMAN

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi

1980

  • Kırsal bölgelerde temel sağlık sorunlarının çözümü için pratisyen hekime bile gerek yoktur. Diğer taraftan tedavi gerektiren sorunların büyük bölümü ancak tam örgütlü hastanelerde çözümlenebilir.
  • Kırsal bölge sağlık koşulları ancak temel yaşam koşulları (beslenme, barınma, doğum kontrolü) gibi eğitimi ve sağlanması ve diğer alt yapı (haberleşme ve ulaşım) olanakları ölçüsünde düzelebilir.

26 Aralık 1979 günü televizyonda sağlık sorunlarımızın çözümlenememesinde elimizdeki gücün verimli kullanılmayışı konu ediliyor ve bazı öneriler getiriliyordu. Kanımca bu programda çokk önemli bazı noktalara değinilmediği gibi, yanlış bazı fikirler de tekrarlanmıştır. Çözüm için hekim sayısı üzerinde durulmuş, uzman hekim yerine pratisyen hekim sayısını arttırmak savunulmuştur.

Bu pratisyen hekimi hala “Afrika kabilelerindeki büyücü” gibi gören yanlış bir düşüncenin tekrarıdır. Bugün hastanın gözünün içine bakarak tanı ve kocakarı ilaçları ile tedavi devri geçmiştir. Bu yanlışın bir kaynağı da gelişmiş ülkelerde pratisyen hekim oranını artırmaya yönelinmesidir. Yalnız gelişmiş ülkelerde söz konusu edilen ‘pratisyen hekim’ doktor olduktan sonra 2-3 yıl süreyle ‘genel tıp uzmanlığı’ adı altında küçük cerrahi müdahaleleri, bazı röntgen muayenelerini, bazı laboratuvar tetkiklerini yapabilen, elektrokardiyogram değerlendirebilen bir diğer deyimle ¨her dalda biraz uzman” bir hekimdir. Temel sağlık kurumlarını ve sorunlarını halletmiş bu ülkeler şimdi bu merkezlerin yükünü hafifletmek için bu tip hekimi 2. devre planları için yetiştirmektedirler. Bu durumun ülkemizin özellikle kırsal bölüm sorunlarından ne kadar farklı olduğu açıktır.

  •  Çözüm için sağlık sorunlarının niteliğini saptadıktan sonra, bu farklı sorunlara uygun personel kademesini yetiştirmek ve örgütlemek gerekir.

Kırsal bölgede temel sağlık sorunları yaşam koşullarındaki temel alt yapı yetersizliği ve eğitim eksikliği ile içiçedir. Yeterli ve dengeli beslenemeyen, iyi ısınamayan, kanalizasyonsuz dar konutlarda üst üste yaşayan halkın, aşısız kalan bebeklerin bulaşıcı hastalıklardan kırılması tabiidir. Bu konuda yapılacak işlev hastalıktan korunmadır. Hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi çabası çok daha başarısız ve verimsizdir. Korumanın sağlanması için kırsal bölgede yataklı sağlık merkezi kurmak veya pratisyen hekim göndermek gerekmez ve de bu yol çözüm sağlamaz. Temel hijyenik bilgiler, doğum kontrolü kırsal bölgedeki halka tekrar tekrar öğretilmelidir. Bu bölgeye gönderilecek aşı yapan sağlık memurları, hemşireler ve ebeler korunma kademesindeki sorunlar için yeterlidir. Tabii alt yapının diğer unsurlarının el verdiğince düzeltilmesi başarıda çok önemlidir.

Tedaviyi içeren sorunlar ise iki kademelidir. Çok sınırlı olan birinci grupta sporadik (salgın şeklinde olmayan- tek tük) ateşli hastalıklar, basit sindirim hastalıkları, yüzeysel iltihaplar ve cilt apseleri sayılabilir. İşte bu sınırlı grup için en etkin kişi pratisyen hekimdir. Fakat bu sorunları bir süre kurs görmüş sağlık memurları ve hemşireler kanalı ile çözmek de mümkündür. (Normal doğum ve basit kadın hastalıklarında ebeleri görevlendirmemiz gibi). Tedavi gerektiren ikinci grup ise apse açma dışındaki tüm cerrahi müdahaleleri, yaralanmaları, salgın hastalıkları, süregelen (kronik) iç hastalıklarını kapsayan çok geniş bir gruptur. Bu kademedeki sorunları kırsal bölgede uzman hekim bulunsa da çözemez. Çözüm için bir uzman hekimler ekibine ve araç gereç donatımlı bir hastaneye gereksinme vardır. Böyle bir hastanede en azından bir genel cerrah, bir anestezist, bir dahiliyeci, bir radyolog, bir biyokimyacı ve kan bankası bulunmalı. İlk fırsatta da bir çocuk hastalıkları, bir ortopedi, bir mikrobiyoloji, bir patoloji, bir göz ve bir kulak boğaz burun uzmanı ilavesiyle ekip tamamlanmalıdır.

  • Pratisyenden çok, özellikler bazı dallarda uzman yetiştirmeliyiz

Sorunları niteliklerine göre ayırdığımızda çözüm için pratisyen hekimden önce sağlık memuru, hemşire ihtiyacı yanında; bugüne kadar önerilenin tersine özellikle bazı dallarda uzman yetiştirmemiz gerektiği açıklık kazanır. Ülkemizde genel cerrahi ve iç hastalıklarında yeterli uzman bulunmasına karşın, diğer dallarda uzman sayısı yetersizdir. Bugün röntgen ve laboratuvar olmadan hekimlik çoğu konuda imkansızdır. Kırsal bölgedeki hastalıklar kentlerdekinden farklı değildir. Böyle olunca uzmanlar ekibinin bulunduğu iyi donatılmış hastanelere gerek vardır. Ekonomik verim açısından da bu yataklı kuruluşların en az 120-200 yataklı olması uygundur. Yurdumuzda ilçelerde kurulmuş 10-20 yataklı, sağlık merkezleri sorunlar için hiç te etkin ve verimli değildirler. Bu kuruluşlarda bazen yatan2-3 hasta için aşçılı, bekçili, bahçıvanlı, şoförlü 40-50 kişilik kadrolar tam anlamıyla savurganlıktır. Esasen çok kısıtlı laboratuvar imkanları olan bu merkezlerde yatan hastalara evlerindekinden bir sağlık hizmeti verilememektedir.

  • Bugün tıbbın vardığı nokta tedavi imkanlarını fertlerin ayağına kadar götürmeyi imkansızlaştırmaktadır.

Tıp çeyrek asırda o kadar ilerlemiştir ki eldeki imkanları küçük yerleşme bölgelerine ulaştırmak imkânsız, hiç olmazsa çok verimsizdir. Bu nedenle kırsal bölgelerdeki vatandaşlarımıza kabul edilebilir bir standartta sağlık hizmeti istiyorsak; yukarıda örneğini verdiğimiz tip hastaneleri kurmak ve hastaları gerektiğinde bu merkezlere ulaştırmayı hedef almalıyız. 300 kişiye 1 yatak düşünürsek 36.000-60.000 nüfusa veya 70-100 km. çapında bir bölgeyi esas yerlere birer hastane planlanabilir. Esasen yurdumuzun birçok bölgesinde bu yatak kapasitesine sahip hastaneler vardır. Fakat çeşitli dallarda, özellikle röntgen ve biyokimyada, uzmanları yoktur. Birçok kırsal bölgede bu merkezlere ulaşım özellikle kış aylarında çok güçtür.

SONUÇ:

Temsilde eğitime bağlı olan beslenme, barınma, doğum kontrolü, aşılama gibi koruyucu sağlık hizmetleri esastır. Tedaviye yönelik sağlık hizmetlerinde verimi arttırabilmek için şu noktaların dikkate alınması önemlidir:

  1. Sağda-solda küçük sağlık merkezleri kurmaktansa, yataklı sağlık kuruluşları en az 120 yataklı ve ataç- gereçleri tam hastaneler olmalıdır.
  2. Bu kuruluşlara gerekli uzmanların yetiştirilmesi için, uzman yetiştiren kurumlarımızdaki asistan dağılımı düzenlenmelidir.
  3. Hastaneler ile kırsal yerleşme bölgeleri arasında haberleşme sağlanmalı, ulaşım imkânları arttırılmalıdır. İklim ve doğa şartları zorluk çıkaran bölgelerde helikopterlerden yararlanmalıdır. Helikopter hizmetinin bile küçük yataklı kurumlar savurganlığından çok daha ekonomik ve verimli olacağı şüphesizdir.
  4. Temel hijyen kurallarının eğitimi, doğum kontrolü, hastalık taramaları ve aşılama için yeterli sağlık memurları kadrosu oluşana kadar bu görevi; bakanlık-üniversiteler iş birliği ile yaz aylarında tıp fakültesi öğretim üyeeleri ve öğrencilerinin oluşturacağı gezici grupların üstlenmeleri en pratik çözümdür.

Leave a Reply

Fill in your details below or click an icon to log in:

WordPress.com Logo

You are commenting using your WordPress.com account. Log Out /  Change )

Twitter picture

You are commenting using your Twitter account. Log Out /  Change )

Facebook photo

You are commenting using your Facebook account. Log Out /  Change )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.